Pelin Ceviz
Türkiye'de 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından seçim sonuçlarına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Seçimlere katılan muhalefet partileri, binlerce sandıkta seçim tutanakları ile Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) açıkladığı verilerin uyuşmadığını iddia ediyor.
Seçimlerin hemen ardından çok sayıda ilde, seçim sonuçlarına ilişkin itiraz dilekçeleri sunuldu. Bazı illerde itirazlar kabul edildi ve yeniden seçim yapıldı. Ancak muhalefet partileri, YSK'nın verilerinin yanıltıcı olduğunu ve seçim sonuçlarının gerçeği yansıtmadığını dile getiriyor.
Muhalefet partilerine göre, YSK'nın açıkladığı verilerde bazı sandıkların sonuçları hiç gösterilmedi, bazıları ise yanlış veya eksik şekilde açıklandı. Özellikle İstanbul'da yaşanan tartışmalar, seçim sonuçlarına ilişkin en yoğun tartışmaların yaşandığı illerden biri oldu.
İstanbul'da yapılan seçimlerde, yarışı önde götüren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı Ekrem İmamoğlu, YSK'nın açıkladığı verilere göre rakibi Binali Yıldırım'dan yaklaşık 13 bin oy farkı ile seçimi kazandı. Ancak muhalefet partilerine göre, İstanbul'daki sandıkların yaklaşık üçte birinde YSK verileri ile seçim tutanakları uyuşmuyor.
CHP, İstanbul'da seçim sonuçlarına itiraz etti ve YSK tarafından yapılan değerlendirme sonucunda seçimlerin tekrarlanmasına karar verildi. Bu karar, Türkiye'de siyasi tartışmaların yoğunlaşmasına ve kutuplaşmanın artmasına neden oldu.
Muhalefet partileri, seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarında YSK'yı eleştirirken, hükümet yetkilileri ise seçim sonuçlarının doğru olduğunu savunuyor. Hükümet yetkilileri, muhalefetin seçim sonuçlarından memnun olmayıp, seçim sonuçlarını çarpıttığını iddia ediyor.
Sonuç olarak, Türkiye'de yerel seçimlerin ardından tartışmaların devam etmesi, siyasi ortamın gerilmesine neden oluyor. Seçim sonuçlarına ilişkin yaşanan tartışmaların şeffaflık, dürüstlük ve adalet açısından çözüme kavuşturulması gerekiyor. Türkiye, bu tartışmaların üzerinden çıkarak, daha huzurlu, güvenli ve demokratik bir gelecek inşa edebilir.
