Pelin Ceviz
Edebiyat dünyasının unutulmaz isimlerinden olan Rus yazar Leo Tolstoy, eserleriyle milyonlarca insanın yüreklerine dokunurken özel hayatıyla da dikkat çekmeyi başardı. Zira Tolstoy'un eşi Sofiya Tolstaya ile evliliği edebiyat tarihinin en kötü evliliklerinden biri olarak görülür. Peki, bu evlilik nasıldı ve neden bu kadar sorunlu bir ilişki yaşandı?
Leo Tolstoy ile Sofiya Tolstaya'nın Evliliği
Leo Tolstoy, 1862 yılında Sofiya Behrs ile tanıştı. Sofiya, Tolstoy'un kuzeniyle nişanlıydı ancak Tolstoy ile tanışmasıyla hayatı değişti. İkilinin tutkulu bir aşk yaşamasıyla evlilik kararı alındı. Ancak evlilikleri oldukça sorunlu bir hal aldı.
Sofiya Tolstaya, evliliğin ilk yıllarında Tolstoy'un eserlerinin yayınlarına büyük bir emek harcadı. Ayrıca Tolstoy'un hayatını da yönetiyor, yazışmalarını kontrol ediyor ve çocuklarının eğitimini üstleniyordu. Ancak Tolstoy'un kendini keşfe çıkması ve Yasnaya Polyana'daki çiftliğe yerleşmesi, Sofiya'nın hayatında da önemli değişikliklere neden oldu.
Tolstoy, sonraki yıllarda fakirlik ve basit bir yaşam biçimi savunmaya başladı. Bu da Sofiya'nın, konforlu hayat tarzından vazgeçmesi anlamına geliyordu. Ancak Sofiya, Tolstoy'un fikirlerine karşı çıkmasına rağmen onun yanında kalmaya devam etti. Bu süreçte Tolstoy, evi gibi hissettiği çiftliğinde birçok düşünür ve entelektüel ile de tanıştı. Bu kişiler, Tolstoy'un fikirlerini daha da güçlendirdi.
Sofiya Tolstaya, çiftlikte yaşama karşı gelirken, Tolstoy da onu sürekli eleştiriyordu. Öte yandan, Tolstoy'un Yasnaya Polyana'daki dostları, Sofiya ile arasını açıyordu. Bu durum, Tolstoy ve Sofiya arasında daha da büyük bir boşluğun oluşmasına yol açtı.
Tolstoy'un Hayat Felsefesi ve Sofiya Tolstaya
Tolstoy, hayatının son yıllarında dünya görüşünde önemli bir değişikliğe gitmişti. Felsefesi, her şeyin insanın içinde olduğuna dayanıyordu. Kendini keşfetmek, dürüstlük ve sadelik öğeleri, Tolstoy'un düşüncelerinin temel unsurlarıydı. Bu düşünceler, Tolstoy ve Sofiya arasındaki farklılıkları daha da arttırdı.
Tolstoy, son yıllarında yoksulluğu ve basit yaşamı savunurken, Sofiya da daha rahat bir hayat yaşamak istiyordu. Ancak Tolstoy'un felsefesi, evleri ve arazileri satmasını gerektiriyordu. Bu durum ise Sofiya'nın çocuklarını koruma amacıyla çiftlikte kalmasına engel oluyordu.
Sofiya, Tolstoy'un fikirlerine karşı çıktığı için onun gözünde itibar kaybetti. Tolstoy, son yıllarında Sofiya'yı evliliğin bir engeli olarak gördü. Bu durum, Sofiya'nın Tolstoy ile olan ilişkisini de etkiledi.
Tolstoy'un Ölümü ve Sofiya Tolstaya
Tolstoy, 1910 yılında hastalandı ve sonrasında da hayatını kaybetti. Ancak ölmeden önce Sofiya'yla ilişkisinin bozukluğu devam ediyordu. Hayatının son günlerinde bile Sofiya'yı görmesi istenmedi. Sofiya, hastalığı sırasında Tolstoy'un yanından ayrılmadı ancak sonrasında Tolstoy'un fikirleri nedeniyle bunun anlamı bozuldu.
Tolstoy'un ölümünden sonra, Sofiya Tolstaya, eşinin yaptığı her şeyi düşünen bir filozof haline geldi. Hayatını, Tolstoy'a adama kararı aldı. Özellikle, Tolstoy'un eserlerinin yayınlanması için büyük bir çaba harcadı. Ancak çiftliği terk etme konusunda Tolstoy gibi düşünmediği için Tolstoy'un hayat felsefesiyle aynı fikirde olan kişiler tarafından eleştirildi.
Sonuç olarak, Leo Tolstoy ve Sofiya Tolstaya'nın evliliği, edebiyat tarihinin en kötü evlilikleri olarak kabul edilir. Sofiya, hayatı boyunca Tolstoy'un eserlerine büyük bir emek harcadı ancak felsefesi nedeniyle Tolstoy'un gözünde itibar kaybetti ve son yılların büyük bir kısmını efendisinin fikirleri nedeniyle yalnız geçirdi. Bu durum, Sofiya'ya Tolstoy'un eserleri tarafından kazandığı saygıyı ve hayranlığı getirdi ancak hayatının son yıllarında da bu ilişki edebiyat dünyasının en ilginç öykülerinden biri olarak kalmaya devam ediyor.
